ŞÜKÜRSÜZLÜK
- dergifikrihal
- 20 Mar 2020
- 1 dakikada okunur
Sevgili okur ilk önce sana bir soru sormak istiyorum. Neden bunca derdin sıkıntının sadece bize ait olduğunu düşünüyoruz? Neden dünyada en büyük derde sahipmişiz gibi davranıyoruz? Çünkü şükürsüzlük damarlarımızda dolaşırken bardağın boş tarafını sorgulamak en büyük hobimiz haline geldi. Unutulmasın! Biz mutlu olmak istiyorsak daha iyisinin gökten düşmesini beklemek yerine onu hak etmeliyiz. Fikrimce insanın mutlu olmasının tek yolu budur. Zira dert dediğimiz duygu bir nimet bir ödüldür ve bunu hak etmekte bizim için amaç olmalıdır. Nasıl ki bir çocuk karnesinde pekiyi ile gelince babasından ödül ister, nasıl ki çok büyük bir işi başarınca ödüllendiriliriz işte tıpkı bunun gibi derdi de hak etmeliyiz. Eğer hak etmezsek hayat bize dertsizliği dert edindirir. Hayat rutin bir şekilde ilerlerken biz sıkılmakla meşgul ve sıradan tek düze bir hayatın içinde bulacağız kendimizi. Sonrası ise insanlardan nefret etme ve olmayan şeyleri kendimize dertmiş gibi göstermekle geçecek. Hatta ve hatta ölmek isteyeceğiz çünkü sıradanlık canımıza tak etmiş duruma gelecek sonrası meçhul…
Zamanında bir hikâye okumuştum hikâyeyi özetleyecek olursam insan hayatının her aşamasında iyisinde, kötüsünde, zenginken, fakirken, yaşlıyken, gençken hayatının her aşamasında şükür etmelidir. Çünkü şükürsüzlük insanları isyana sürükler ve bu bir insan için belki de en kötü durumdur. Bu durumda insan hiçbir şeyden zevk almaz. Biz bilmeliyiz ki şükür bizim için yemek, içmek, uyumak gibi bir ihtiyaçtır ve biz ruhumuzu bu ihtiyaçtan yoksun bıraktığımız takdirde ruhumuzun gıdasını yok edip dengesini bozmuş olacağız. Biliniz ki bedenimizde ruhumuzda bize emanettir. Ve inananlar için emanete ihanet etmek büyük suçtur ve cezası da bu denli büyüktür.
SELAMETLE...
ZEYNEP KARABACAK

Comments