top of page

TOPLUMUN GELECEĞİNE DAİR NOTLAR

  • dergifikrihal
  • 20 Eki 2020
  • 3 dakikada okunur

İnsan nedir? Duygular kontrol edilebilir ve ya eğitile bilir mi? Merhamet nedir? Merhamet duygusu olmayan veya merhamet duygusu gelişmemiş insan ne demektir? Evet, sevgili okur bu yazımda vicdanıma borç bildiğim birkaç konuyu ele alacağım.

İnsan nedir? İnsan: iki eli, ayağı olan, yürüyen, aklı ve düşünme yeteneği olan, sözle ve beden dili ile anlaşan, üzülen sevinen yardım edebilen muhtaç olabilen vs. birçok özelliğe sahip en gelişmiş canlıdır. Birçok özelliğe sahip olan insan bazen en önemli duygulardan uzak kalabiliyor yahut kendini bu duygulardan uzaklaştırabiliyor. Mesela merhamet göstermiyor ve ya sevmiyor. Bunun yerine bana göre çok kullanıldığı zaman karanlık duygular olabilecek duyguları ön planda tutuyor yahut bencilce davranabiliyor. Karanlık duygular insanı bencilliğe iter insan kendinden başkasını sevmez hatta bazen daha ileri gider kendini bile sevmez ve yavaş yavaş fark eder karanlık tarafını. Bir süre sonrada bu karanlık tarafı sevmeye başlar.

Peki, insan neler yaşar da oluşur bu karanlık taraf?Herkesin bildiği gibi kişilik biz doğmadan oluşmaya başlar ve biz daha doğmadan yaşadıklarımız geleceğimizi etkiler. Örneğin anne karnındayken annemizin duygularından, yaşadıklarından etkileniriz ilk kişilik tohumlarımız atılmış olur ruhumuza. Anneliğin kıymetli olmasının sebeplerinden biri de budur. Yani uzun lafın kısası bir toplumun iyi olması için gereken en önemli unsur toplumu dünyaya getiren ve yetiştiren annelerin psikolojik duygu durumudur. Anne ne kadar mutlu sevgi dolu olursa çocukta gelecekte o kadar sevgi dolu olur.Küçük bir örnekle anlatacak olursak toprağa bir tohum attığımız da veriminin güzel olması için toprağa bakım yaparız ve bu sayede tohum gelişir işte onun gibi düşünün iyi bir hasat için nasıl toprağa önem veriyorsak iyi bir toplum için de anne ye önem vermeliyiz. İyi ama bunu nasıl yapacağız? Bence bu konuda en önemli rolü babalar üstleniyor. Babalar eşlerine iyi davranmalı, üstün olmaya değil eş olmaya çabalamalıdır. Eşler birbirine saygı göstermelidir, sevmelidir. Babalar eşlerine sevgi göstermeli ve sevilen ve sevebilen anne-baba çocuğuna sevgiyi öğretmeli. Unutmayalım ki ailedeki bireyler birbirlerini ne kadar sever ve saygı gösterirse gelecekte toplumda birbirini sever ve saygı gösterir.Değişim ailede başlar. Bu durum bebeklik ve çocukluk dönemlerinde de etkilidir. Bir çocuk adeta bir fotokopi makinası gibidir ne gösterirseniz onu yapar. Anne-baba kitap okursa kitap okur, kavga ederse kavga eder. Çocuklar için ilk rol modeller anne ve babalardır. Baktığımız zaman geleceği şekillendirmek bizim elimizde. Göstermiş olduğumuz veya göstereceğimiz duygusal ve fiziksel davranışlar geleceğin şekillenmesinde çok önemli rol oynar.

Duygularımızı kontrol edebilir ve ya eğitebilir miyiz? İnsanlar bazen yoğun duygular yaşayabilir sinirlenebilir, üzülebilir vs. bence insanların duygu oluşumu kontrol edilemez ama duyguları kontrol edilebilir. Duyguları kontrol etmenin en önemli yollarından biri hissedilen duygunun kaynağına ulaşmak ve bu duygunun sebebini çözüme ulaştırmak örneğin çok sinirliyiz biriyle tartıştık bu siniri yine bir kişiyle konuşarak kontrol edebiliriz. Aynı şekilde duyguları eğitebiliriz sinirlendiğimiz zaman kendimizi sakinleştirmenin yollarını arayabiliriz örneğin bir anlık öfke ile duvara vazoyu fırlatıp kırmak yerine öfkemizi yatıştırmak için bir spor ya da sanat dalıyla ilgilenebiliriz bu sayede hem kendimizi hem öfkemizi eğitmek mümkün. Öfkemizin gücünü olumlu yönde kullanmak bizi daha sağlıklı bir birey olmaya yönlendirir. Merhamet sevgi gibi duygularımızı da eğitmek ve güçlendirmek mümkün örneğin küçük bir adım gibi görünen ama çok önemli bir görevle başlayabiliriz artan yemeklerimizi çöpe atmak yerine sokak hayvanlarına verebiliriz. Sevgili okur hayvanları sevmeyebilirsin veya korka bilirsin ama onların yaşamaları için engel olamazsın sen yaşamayı ne kadar hak ediyorsan hayvanlar da yaşamayı o kadar hak ediyor bu yüzden hepimiz saygı duymayı öğrenmeliyiz bu bir tercih değil sevgili okur saygı bir mecburiyettir.

Merhamet duygusu her insanın fıtratında vardır. Önemli olan merhameti keşfedebilmektir. İnsan bazen çevresel etkilerle ya da psikolojik sorunlarla( bana göre psikolojik sorunlarda çevresel etkilerden kaynaklanıyor)ilgili olarak kendini dış dünyadan soyutluyor ve merhamet ve sevgi gibi bazı duygularını saf dışı bırakıyor. Sanal dünya da oynadığı oyunlar kendi içinde oluşturmuş olduğu dünya ailesinden gördüğü davranışlar vs. gibi bir sürü sebepten ötürü nefret, öfke gibi birçok duyguyu güçlendirip üzerini örttüğü sevgi ve merhametin farkına bile varmıyor. Bunca sebep sorunlu bir bireyin temellerini oluşturuyor. Sonuç mu? Zarar görmüş şiddetle sarmalanmış bir gelecek

Merhamet çok önemli bir duygudur ve merhamet bir başkasına zarar vermez. Merhametli insan zarar vermemeye özen gösterir, zarar vermekten korkar. Günümüzde insan merhamet göstermekten korkar oldu. Sebebi ise merhametsiz insanlar. Herkesin aklında “acaba yardım edersem ne olur başıma ne gelir. Başıma bir iş gelse bana yardım ederler mi” tarzında düşünceler beyinlerini yoruyor insanların.Öyle ki artık sokakta birisi bir başkasını öldürecek olsa hiçbir şey görmemiş gibi uzaklaşıyoruz. Bu bizim vicdansız olduğumuz anlamına mı geliyor?Bence hayır! Artık bunun anlamı kendimize merhamet göstermek zorunda olduğumuzdur. Maalesef bu durum acı ama gerçek.

SELAMETLE…

Zeynep KARABACAK




 
 
 

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


Yazı: Blog2_Post

©2020, Fikr-i Hal Dergi tarafından Wix.com ile kurulmuştur.

bottom of page