top of page

RAMAZANIN ÇOCUKCASI

  • İnci PARLAK
  • 20 Nis 2021
  • 1 dakikada okunur


On bir ayın sultanı Ramazan. Her sene güzel bir telaş ile beklenir. Ilk teravih,ilk sahur,ilk oruç günü o kadar kıymetli olur ki tadına doyum olmaz. Aile büyüklerinin evinde toplanıp hep birlikte yapılan iftarların güzelliğini anlatmaya kelimeler yetmez. Birde o güzellikleri yaşayan bir çocuk isen değmeyin keyfine olur.

Sene 1989 ramazanı olması lazım, biz çocuğuz ve ramazan ayının sadece eğlencesini yaşıyoruz belki de o zamanlar. Babaannemlerde iftar yemeği için toplanılmıştı. Evin içinde muhteşem bir telaş var. Mutfaktan gelen yemek kokuları, dedemin çaysız kalmaktan gerilmiş siniri, evin içindeki kalabalığa rağmen oynama fırsatı bulan odadan odaya koşturan biz, babasının yanında oturan babam ve amcam ve bir kenarda sessizce oturan arada sırada bize hikayeler anlatan babaannemin annesi Hacer sultan, biz ona hallaba derdik. Yaşlılıktan yaşanmışlıklardan beli bükülmüş, ayağa kalktığında bile çocuk gibi görünecek kadar ufacık kalmış tatlı bir ihtiyardı hallaba. Bütün günün telaşı koşuşturması derken iftar saati gelmişti. Sofralar kuruldu herkes oturdu ezanın okunmasını bekliyoruz. Hallaba masanın başına oturtuldu ve tam karşısında televizyon açık. Televizyondaki adamlar kendini görür diye başörtüsü ile yüzünün yarısını kapatırdı hallaba sadece gözleri görünürdü. İftar vakti geldi ezan okundu herkes orucunu açmaya başladı, hallabaya bir baktık yan dönmüş başörtüsünü kendine perde yaparak suyunu içiyor, yemeğini yemeye çalışıyor. Karşısında televizyon açık olunca oradaki adamlar kendini görür yediğini görür diye önünü kapatıyormuş meğerse, “kapatın şunu çağam o herifler bizi görür” derdi rahmetli. Ramazan ayının çocukcası deyince hep aklıma gelir o gün, çok güzel ve çok hızlı geçen yıllardı. Ramazan’ın çocukça heyecanını bir ömür boyu yaşamak nasip olur inşallah.

İNCİ PARLAK


 
 
 

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


Yazı: Blog2_Post

©2020, Fikr-i Hal Dergi tarafından Wix.com ile kurulmuştur.

bottom of page