NİYET
- dergifikrihal
- 20 Haz 2020
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 10 Tem 2020
Koştu. Arkasına dahi bakamadan. Neyden kimden kaçıyordu? Bu gidiş nereyeydi? Kendi bile bilmiyordu belki. Ama koşuyordu. Bir an çok yorulduğunu hissetti. Duraksadı. Ayağı aksadı. Belki de aksaktı. Derin bir nefes aldı. Zaten nefes nefese kalmıştı. Ciğerleri olabildiğince hava doluydu. Sanki patlayacaktı. Yine de yılmadı. Hedefi var mıydı bilmiyordu ama koşmaya devam ediyordu. Önüne bir sürü engeller çıktı. Taş, toprak, çamur... Ayakkabısı bile artık ayağına ağır geliyordu. Çıkardı. Kaldırıp fırlattı ve devam etti. Dikenler batıyordu sanki ayağına, camlar kesiyordu. Kan revan içinde kalmıştı. Ne dizinde derman ne ayağında fer... Ama dikti gözünü karşıya koşmaya devam etti. Baktı böyle olmayacak biraz yavaşladı. Hızlı adımlarla yürümeye başladı. Nereye kime gidiyordu? Kendisi bunu çok iyi biliyordu.Biri çıktı karşısına. Gel dedi biraz dinlen. Sohbet edelim seninle. Sen kimsin? Nereye bu gidiş? Çok yorulmuştu. Bir an durmak istedi. Ama sonra vazgeçti. Cevap bile vermeden yanından uzaklaşmak istiyordu. Karşısında ki kişi ısrar kıyamet onu oturmaya, dinlenmeye, durmaya davet ediyordu. Bir ara aklı karıştı. Tam oturacakken vazgeçti. Yoluna devam etti. İlerde ağzına kadar dolu bir kova su gördü. Suya dokundu. Su buz gibiydi. O kadar susamıştı ki kovayı başından aşağı geçirmeyi bile düşündü. Dili damağı kurumuş, dudakları sıcaktan çatlamıştı. Aldı kovayı eline tam içecekken durdu. Düşündü. Gözlerini kapattı. Ve vazgeçti. Kovayı aldığı yere geri bıraktı. Yoluna devam etti. Gitti gitti gitti. En sonunda hedefine ulaştı. Parlak bir ışık karşısında onu bekliyordu. Bembeyaz, bakanın dönüp bir daha baktığı bir parlaklık. İşte bu onun ameliydi. Çünkü bir sınavın içinden geçip bu ameli kendi eliyle kazanmıştı. Nefsini terbiye etmişti. İlk terbiyesi sanki Kabe-i Münevvere'yi tavaf edercesine koşmuş, yürümüş, bazen ayakları ağrımış ama yine de yılmamıştı. İkinci nefis terbiyeyi ise ameline kavuşmak için gittiği Hak yolunda mola dahi vermeden sanki Namaz vakti kaçarcasına oturup bir muhabbet dahi etmeden terbiye etmişti. Son nefis terbiyesi ise sanki Ramazan-ı Şerif gelmiş oruca niyetlenmiş fakat dili damağı kurusa bile o kovadan bir yudum su dahi almamıştı. Bunları arkasında bırakmış peki ne mi kazanmıştı? Bembeyaz bir Salih Amel. Şimdi ise istediği kadar dinlenebilir, istediği kadar muhabbet edebilir, istediği kadar kova kova su içebilir. Çünkü önemli olan amelden önce niyettir. Niyetiniz ne ise karşınızda gideceğiniz yol size bazen dikenli bir kaktüs bazen ise dikenli bir gül oluverir.
Tuğçe URGANCI

Comments