top of page

KARDEŞİNİ DOĞURMAK

  • dergifikrihal
  • 20 Nis 2020
  • 2 dakikada okunur

Kitabı ilk nerede gördüğümü veya nasıl almaya karar verdiğimi hatırlamıyorum, elime aldığım ilk dakikadan beri yaşadığım acılar taze hala… Büşra Sanay’ın Kardeşini Doğurmak adlı kitabından bahsedeceğim sizlere, kitabın kapağında ‘’Türkiye’de ensest gerçeği’’ yazıyor ve kitap kapağından itibaren nelerle karşılaşacağınıza dair ipucunu vermiş oluyor sizlere. Konu olarak vicdanen okuduğum en ağır, süre olarak okuduğum en uzun kitaptı. Kitap Büşra Sanay’ın müthiş bir araştırma kitabı, Türkiye’nin birçok yerinde görüştüğü ensest mağdurları, cezaevi müdürleri, sosyal hizmet sorumluları, psikologlar, doktorlar, ilahiyat bölümü dekanıve daha niceleri… Tek tek görüşüp ensest konusuna farklı pencerelerde neden olduğuna, nasıl olduğuna ve çözümünün ne olacağına dair sorularla ilerlemekte kitap aralarda da gerçek yaşanmış hikayeler… Kitabı elimden kenara fırlatıp uzun süre elime alamadığımda oldu, bir sonraki sayfayı çevirecek gücü bulamadığımda, tüm bunların ötesinde yaşayan kişileri düşündükçe kaçan uykularımda oldu. Kitapta bir taciz mağduru olduğunuzda ne yapmanız gerektiğini, nerelere başvuru yapmanız gerektiğini yada mağdur gördüğünüzde bunu bildirmeniz için gitmeniz gereken kurumlar ve gitmediğiniz zaman üstünüzde uygulanacak ceza işlemleri oldukça geniş bir yelpazede tek tek anlatılmakta. Peki biz gerçekten ne yapabiliriz? Kitaptan bir paragraf ile açıklamak istiyorum; ‘’Sabah tapu davasına girmiş hakimi, öğleden sonra istismar davasına sokuyoruz. Sabah hırsızlık yapmış çocukla ilgilenen polisin, öğleden sonra istimara uğramış bir çocukla ilgilenmesi gerekiyor. İstismara yönelik bir birimimiz yok. Okulda rehber öğretmen var, çocuğun hangi bölümü seçmesi gerektiğiyle ilgili konuşuyor ve hemen sonrasında bir istismar vakasıyla ilgili görüş bildiriyor.’’ Netflix’de bu konuya izleyerek örnek olabilecek bir dizi var adı:Unbelievable. Yani mağdur olaydan sonra bunu her kuruma ve kişiye ayrı ayrı anlatarak o olayı tekrar tekrar yaşamak zorunda kalıyor, bu psikolojik olarak oldukça zor bir durum korktuğu için eksilttiği de oluyor kişiden nefret ettiği için arttırdığı da. Eğer bunu yaşayan küçükse ne yaşadığını bilmediği için bunu kendisine yapan babasıysa onu korumak için susuyor, oysaki susmamalı çocuklar! Kitapta röportajı veren Dicle Üniversitesi Sosyoloji Öğretim Görevlisi Dr. İnan Keser konuya şöyle devam etmekte: ‘’..Şuna güvenmesi lazım; sosyal çalışmacı görmüş, raporunu hazırlamış, ‘birde ben göreyim’ dememeli. En basit düşünceyle hepimiz aynı devletin çalışanlarıyız. Benim yazdığım raporun altında da senin yazdığın kararın altında da Türkiye Cumhuriyeti mührü varsa bana inanmak zorundasın. Çocuğu bu kadar mağdur etmenin lüzumu yok. Bu insanlık dışı bir uygulama.’’

Çocuklar en yakınlarından gördükleri bu olay sonrası kendi yaralarını sarmaları bir ömür alıyorsa bu konuyla ayrıca ilgilenen bir birim kurmak ve oraya insan yetiştirmek zor olmamalı. Çocuk gelecekte genç insan demekse geleceğimiz yok edilmemeli, bütün çocukları korumak bizim görevimiz, yan dairede ne yaşadığını bilmiyorsak, bilip de susuyorsak, tıkıyorsak kulaklarımızı, vicdanlarımız susuyorsa yaşamak denen o döngüde yerimizde yok demektir. Toplumsal tabanına baktığımızda tacizin susturulma ve niye olduğu nedenlerinin altında eğitim, ekonomi, sosyal çevre gibi birçok neden yatmakta. Baba eve bakıyor ve bunu gerçekleştiriyorsa anne bize kim bakacak diye susup susturabiliyor. Abi, amca, dayı bu olaya neden olursa millet ne der, rezil oluruz diye susup susturulabiliyor. Eğitimli ailelerde ensest görülme oranı oldukça az diye bir veri yok, insan olma eğilimini kaybeden her insan bunu yapabilir ve çocuk susabilir sen susma! Bu sadece Türkiye’nin değil dünyanın konusu Müslüman ülkede ensest, taciz, tecavüz olmaz deme, Müslüman ülkede tacize tecavüze susan insan olmaz ve çocuk tecavüzleri affedilemez.


ÖZLEM GÜRSU


 
 
 

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


Yazı: Blog2_Post

©2020, Fikr-i Hal Dergi tarafından Wix.com ile kurulmuştur.

bottom of page