top of page

İMTİHAN

  • dergifikrihal
  • 20 Mar 2020
  • 2 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 12 Nis 2020

Hastane koridorunu bir başından öbür başına hızlı adımlarla yürüyen Mustafa’nın ayak seslerini ağlama sesi bölmüştü. Mustafa artık yürüyemiyordu. Olduğu yerde kalmış, ağlama sesinin geldiği odaya doğru bakıyordu. Telefonun çalması ile kendine gelen Mustafa telefonunu açtığında komutanın onu acil bir operasyon gerekçesiyle hemen birliğe çağırdığını öğrendi.’’Emredersiniz Komutanım Hemen geliyorum.’’ deyip Telefonu kapattıktan sonra birliğine gitmek için yürümeye başladı. Attığı her adımdan sonra geriye dönüp bakıyor ve odadan birini çıkmasını bekliyordu. Artık koridorun sonuna gelmiş ama odadan çıkan olmamıştı. Artık Mustafa hastaneden çıkmış çağrıldığı yer olan birliğe gitmek için yürümeye başlamıştı. Birliğine vardığında bütün arkadaşların operasyon için hazırlandığını görünce o da hemen gidip hazırlanmış arkadaşlarının yanına gelmişti. Mustafa'nın da hazır olması ile birlikte komutan gidecekleri operasyonla ilgili bilgi veriyor çok kritik bir operasyon olduğunu çok dikkatli olmaları gerektiğini söylüyordu ama Mustafa'nın aklı hala hastanedeydi. Bir haber alsaydı komutandan izin isteseydi hastaneyi arasaydı olur muydu acaba tam bunları düşünüp komutanından izin almaya niyetlenmişti ki komutanı bütün telefonlarını toplama emrini verdi. ‘’Arkadaşlar biraz önce de söylediğim gibi operasyon çok kritik bundan dolayı yanımıza telefon götüremeyiz hemen telefonları bırakın çıkıyoruz.’’ demişti. Mustafa her ne kadar Komutanına söylemeye çalıştıysa da bir türlü fırsatını bulup hastaneyi araması için izin isteyememişti. Komutan bu kadar önemli bir şeyden bahsederken benim böyle bir şey için izin istemem uygun olmayabilir diyerek komutanına söylememişti. Ama bir taraftan da içi içini yiyor hastane aklından hiç çıkmıyordu. Mustafa'nın Merak ettiği hastanede ise kapı açılmış doktor hasta ile ilgili bilgi vermek için Mustafa'yı arıyordu. Doktor hastanın yanına gelmiş Mustafa'yı dışarıda bulamadığını söylemişti hastaya başka bir yakınının olup olmadığını sormuştu. Doğum yapan kadın ise başka bir yakının olmadığını eşinin Şehit olduğunu Mustafa'nın ise eşinin arkadaşı olduğunu söylemişti. ‘’Eşim Şehit olmadan önce bizi ve doğacak çocuğumuzu Mustafa abiye emanet etmiş. Ondan başka kimsem yok.’’demişti.

Hastanede bunlar yaşanırken Mustafa ve arkadaşları da operasyonu başarıyla bitirmiş birliklerine geri dönmüşlerdi. Mustafa birliğe gelir gelmez ilk iş olarak Şehit arkadaşının emaneti olan Ayşe hanımı aramış fakat ulaşamamıştı. Ayşe Hanım ise eşinin emaneti olan bebeğini de doğumda kaybetmişti. Artık daha yalnızdı belki yavrumu koklar onda eşimin kokusunu bulurum demişti. Ama rabbi onu da almıştı. Çok üzülmüştü Ayşe çok ağlamıştı kimsesi yoktu derdini paylaşacak. Aklına H.z. Muhammed (s.a.v) gelmişti. Yaratılmışların en sevgilisi Allahın en sevgili kulu gelmişti. Onun başına gelenleri düşündü hayatındaki sevdiklerinin hepsini kaybetmesini düşündü ve dedi ki ‘’ Rabbim senden geldik sana döneceğiz sen bizi isyan edenlerden etme.’’ Sonra kalktı nereye gideceğini bilmeden çıktı hastaneden. Ayşe hastaneden çıkmış peşine Mustafa gelmişti. Ayşe’yi sormuştu şehit arkadaşının eşini doğacak çocuğunu sormuştu çocuğun öldüğünü Ayşe’nin ise çıktığını söylemişlerdi... Mustafa affet beni kardeşim sahip çıkamadım emanetlerini koruyamadım diyerek ağlıyordu. Ayşe ise bilmediği bir yolculuğa çıkmış ilk iş olarak eşinin kabrine gitmiş bebeğinin acısını eşiyle paylaşmıştı. Toprağını koklamış bayrağını öpmüş seninle gurur duyuyorum, şehit eşi olduğum için gurur duyuyorum deyip gözyaşlarını silip, eşiyle vedalaşıp kabirden ayrılmıştı. Mustafa’da hastaneden çıkıp Ayşe’yi aramaya başlamıştı...

Peki şimdi ne olacaktı Mustafa Ayşe’yi bulabilecek miydi?...



HİLAL ...


 
 
 

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comentários


Yazı: Blog2_Post

©2020, Fikr-i Hal Dergi tarafından Wix.com ile kurulmuştur.

bottom of page