BU HAYAT BENİM
- dergifikrihal
- 20 Haz 2020
- 1 dakikada okunur
‘Kendinize ait olan hayatı başkalarını memnun etmek için harcamayın.’ Twitter da dolaşırken bu sözü okudum. Sonra uzun uzun düşündüm. Bunu düşünen, söyleyen, dile getiren kişi o kadar haklı ki!
Bu hayat iyisiyle kötüsüyle, doğrusuyla yanlışıyla, mutluluğuyla hüznüyle tamamen benim. Bu hayat üzerine kimse benim kadar düşünmeyecek, bu hayatın sonucunca kimse benim kadar tükenmeyecek ya da benim kadar mutlu olmayacak. Bencil bir karaktere sahip değilim. Hatta o kadar sahip değilim ki hep kendimi ikinci plana atabilirim. Fakat bu benim hayatımın benim olduğu gerçeğini asla değiştirmez.
Eğer bir insan, kendi hayatından çok başkalarının hayatını önemseyip düşünüyorsa kimse onun hayatını önemsemiyor ve düşünce noktasında da ikinci plana atıyor. Kısacası insan kendi değerini kendi belirliyor. Burada da önemsenme derecesini ya arttırıyor ya da tamamen yok ediyor. Karşındaki insanın senin üzerindeki düşüncesi ve önemseme derecesi de tamamen senin söylediklerinden ya da yaptıklarından memnun olmasını ya da memnun olmamasını etkiliyor.
Herkesi memnun etmeye çalışmak; bedeni, ruhu, beyni yoran, mutsuzluğa neden olan, insanı tüketmeye yetecek bir durum. Peki ne mi yapmamız gerekiyor? Kimseyi kırmadan, kimsenin de bizi kırmasına izin vermeden, kendi hayatımızı isteklerimiz çerçevesinde yaşayarak mutlu olmamız gerekiyor.
Başkasının çizdiği hayatı yaşamak olmamalı bizim amacımız. Bizim amacımız yaratanın rızasını kazanarak bize biçilen bu hayatı kendi tercihlerimizle, kendimizi memnun ederek yaşamak olmalı. Bize biçilen bu hayatı kendi tercihlerimizle yaşamaya çalışmak zor ama eminim ki çok keyifli. İnsan kendini önce kendine kanıtlamalı.
Yaşanılan her olay, her sıkıntı, karşılaştığın her davranış insan denen varlığın şekillenmesine yardım ediyor. Daha iyi, daha kötü, daha vicdanlı ya da daha gaddar olmak insanların yaşadıkları olaylara verdiği birer tepki. Ama yine de iyi insan olmak tamamen bizim elimizde.
Fatma Nur Bodur

Comments