30 AGUSTOS GECESİNDE AYDINLIK

Gecenin karanlığında çöker üstüme aydınlığın. Gözlerim tavana dikili, gönlüm sana yaşlanmış bir halde içimde kocaman bir tebessüm, hayal denizinde gezinirken görülen bir rüya mıydı acaba der dururum bilmeden. Seni düşlemek güzel şey lâkin düş dahi olmayacak gibi, büsbütün uzak... Kocaman enkazlar altında kalmaya bu kadar meyilli iken yüreğim kurulan düşlere kanıp gitmek çok çocukça olmaz mıydı. Belki delilik belki çocukluk, ne dersen de. Sevmek de böyle bir şey değil mi? Görmediğin bir yüzü var sevginin ,kalpten gelen bir sıcaklığı var .Sen görmesen de onu vücuduna yayılmış olan bir " o " var. En güzeli de sen onu biliyorsun . Her boşluğa düştüğünde, sevincinde, kederinde seninle olduğunu hissediyorsun. Hani dedim ya kocaman hayaller kurup hicran denizinde kaybolup ırak düşmek de var yardan diye. Varsın hayaller gerçek olmasın düşlemek dahi yârin varlığına bedel olur bazen. Varsın vuslat olmasın o seni, sen onu hissederken ne önemi var vuslat ha şimdi ha sonra olmuş . Ne diyor güzel yârim "Gönülden inanırsanız dilediğiniz gerçek olur. "Sana ve senden öğrendiğim bu güzel söze vurgunum. Çünkü inanmak hicranı vuslata döndürür. Çünkü inanırsam her şey olur. Vuslat yakın ırak günlerin hicranlı nameleri uzak. Şimdi vuslatın neşeli sedalarına kulak verelim.

O işitendir, bilendir.

Selametle...

Tuğçe Karkucak